TEK PARMAKLA HAYATA TUTUNUYOR
38 yaşındaki Rukiye Türeyen,
üç aylıkken geçirdiği havale sonucunda, vücudunun yüzde 98’ini kullanamıyor. Sadece
sol elinin işaret parmağıyla yazdığı ‘Kanadı Kırık Meleğin Kanadına Takılanlar’
isimli kitabının geliriyle de annesine bir ev almak istiyor.
Sakarya’nın Karapürçek ilçesinde sağlıklı bir çocuk olarak 1980
yılında dünyaya gelen Rukiye Türeyen, henüz üç aylık bebekken geçirdiği havale
sonucunda menenjit oldu ve yatağa bağımlı hale geldi. Hastaneye götürdüklerinde
doktorlar, bir çare bulamadıklarını belirterek; bedeninin yüzde 98 engelli
kalacağını ancak zihinsel hiçbir engelinin olmayacağını söyledi. Rukiye, beş
çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu ve diğer kardeşlerinin herhangi bir
rahatsızlığı bulunmuyor. Tek başına ihtiyaçlarını gideremiyor ancak konuşabiliyor
ve bir parmağını kullanabiliyor. Bakımını ise onun eli ayağı olan annesi
üstleniyor. Oturamadığı için okula gidemiyor, fakat annesi evde kendi
imkanlarıyla Rukiye’ye harfleri öğretiyor.
Çektiği bütün zorluklara rağmen yaşama sevincini hiç
kaybetmeyen Rukiye, harfleri öğrendikten sonra okuma yazmayı, sonrasında ise
bilgisayar kullanmayı tek başına öğreniyor. Üç yıl önce babasını kaybettikten
sonra annesine ve kardeşlerine tutunuyor. Sakarya’da babasından kalan emekli
maaşıyla kiralık bir evde, annesiyle beraber yaşıyor. Kitap okumayı ve film
izlemeyi çok seven Rukiye, dört yıl önce annesine bir ev almak için kitap
yazmaya karar verdi. İki yıl boyunca gece gündüz demeden tek parmağını
kullanarak ‘Kanadı Kırık Meleğin Kanadına Takılanlar’ isimli 130 sayfalık
kitabını tamamlamayı başardı. Kitabında dört hikâye, bir oyun, bir skeç, bir
senaryo ve bir mektuba yer verdi. İçeriğinde kendi yaşadığı zorlukları,
engellilerin de var olduğunu ve herkesin aslında bir engelli adayı olduğunu
anlatıyor. Sosyal medya kullanıcılarından da
destek görüyor. İlk kitabının yayınlanmasının ardından ikinci kitabına başlayan
Rukiye, elde edeceği gelirle de bir rehabilitasyon merkezi kurmak istiyor. En
büyük hayali; kendisi gibi engelli olan insanlara yardım etmek.
Sakarya’ya Rukiye’yi ziyarete gittim.
Beni kapıda karşılayan anne Fatma Türeyen, kızına gösterilen ilgiden duyduğu
memnuniyeti dile getirdi. Gözlerinin içi
gülen Rukiye ile annesinin ikram ettiği çay sıcaklığında, bir sohbet gerçekleştirdik.
Kitap yazmaya nasıl karar verdin? Yazarlık
düşüncen hep var mıydı?
Kitap yazmaya dört yıl önce, başka
bir engelli arkadaşımın kitap yazdığını öğrendiğim zaman karar verdim. Ben de yapabilirim
dedim. Ama yazarlık düşüncem hep vardı, seviyordum senaryo yazmayı ve bir
şeyler üretmeyi. Zaten birçok yazarı takip ediyordum sürekli.
Kitabın içeriğini oluştururken, nelerden
esinlendin?
Bütün içeriklerimi kendim kurguladım.
Sonradan engelli bir insan olarak, diğer bütün insanların sonradan engelli
olabileceğini ve engelli bir insanın gözünden hayatın nasıl olduğunu göstermek
istedim. Acıyarak bakılan engellilerinde bir şeyler yapabileceğini de
kanıtlamak istedim ve bunu kanıtladığımı düşünüyorum.
Kitabın basılma süreci nasıl oldu? Hayatında o
günden bugüne neler değişti?
Kitabı ilk yazdığım zaman, bir basım
evi bulmakta oldukça zorlandım. Birçok yerle konuştum ancak ücretini
karşılayamadığım için bastıramadım. Kendi sosyal medya hesabımdan kitabın
reklamını yapmaya çalıştım ve basılmasını istediğimi yazdım. Sosyal medyada bu
yazdığımı gören bir kişi benimle iletişime geçerek basım masrafını üstlendi ve
bu sayede kitabımı çıkarabildim. Kitabım ilk çıktığı zamanlarda pek tanınmadı,
pek fazla satılmadı da. Ama ben pes etmedim bütün kanallara, gazetelere yazdım
ve geri dönüş almaya başladım. Sonrasında TRT kanalından bir muhabir gelerek
benimle ilgili haber yaptı, bu haberden sonra çok daha fazla insan öğrendi
kitabımı. O haberden sonra başka diğer kanallardan haber yapmaya gelenler oldu.
Birçok insan sosyal medyadan reklamımı yaparak ve kitabımı alarak bana destek
oldu. Bazı ünlüler de sosyal medyada benden bahsetti: Haluk Levent, Esra Erol
ve Ayşe Arman gibi. Ayşe Arman gelip benimle söyleşi yaptı. Kitabım en çok
satanlar listesine girdi. Şu an olan bu ilgiden çok memnunum ve çok mutluyum,
umarım hep böyle devam eder.
Bundan sonraki planların nedir?
İlk olarak anneme Sakarya da bir ev
almak istiyorum, sonra param yeterse annemi Hacca göndermek istiyorum. İkinci
kitabımı yazmaya başladım ondan gelecek olan gelirle bir rehabilitasyon merkezi
açarak engelli insanlara yardım etmek istiyorum. Ayrıca eğer fırsatım olursa
kitabımda geçen senaryomu film haline getirmek istiyorum. Ancak kitap yazmaya
devam etmeyi planlıyorum.
SADECE YÜZDE 4’Ü
Kitabın en çok satanlar listesine girdi, peki ev
alma hayaline yaklaşabildin mi?
Kitabım 190 bin adet satıldı ancak henüz
ev alabilecek kadar bir paraya sahip olamadım. Birçok kişi soruyor bana, “hala
ev alamadın mı” diye. Yalan söylediğimi zannedenler oluyor. Ancak kitaptan
kazanılan gelirin yalnızca yüzde 5’ini alıyorum. Yüzde 1’i vergiye gidiyor,
bana sadece yüzde 4’ü kalıyor. Kitabım zaten 10 TL ye satılıyor bu yüzden ev
alacak parayı kazanmam için çok fazla kitabımın satılması gerekiyor.
Hayata dair yaşadığın zorluklar neler?
Tabi ki başlı başına engelli olmak
büyük bir zorluk, sürekli yataktayım ve kendi ihtiyaçlarımı gideremiyorum.
Ancak ben engelimle barışık bir insanım. Buna da şükür diyorum aklım yerinde ve
en azından bir parmağımı kullanabiliyorum. Ama en çok, engelli olmayan
insanların engellilere olan bakış açısından rahatsız oluyorum. Acıyarak
bakıyorlar engelli insanlara, engelli insanların hiçbir şey yapamayacağını
düşünüyorlar. İsmiyle değil de sıfatlarla tarif ediyorlar; ‘şu hasta olan kız,
şu engelli olan çocuk’ diyorlar. Ben aramızda bir farklılık görmüyorum. Kitap
yazmak da benim için zor oldu, 1 haftada 1 sayfa yazabiliyorum. Kullanabildiğim
tek bir parmağım var bir süre sonra ağrımaya başlıyor. Laptopumu kullanmak için
annem beni yan çeviriyor ancak bir süre sonra yoruluyorum.
Yazarlık dışında yapmak istediğin bir meslek var
mı?
Ben küçüklüğümden beri hep polis
olmak istemişimdir, ancak şartlar buna el vermedi, bende beyin var beden yok.
Yazarlık beni oldukça mutlu ediyor zaten, sadece kitap yazmıyorum aynı zamanda
Kitap Dergisinde yazarlık yapıyorum. Şu an yazarlığa devam etmeyi planlıyorum
ancak sonraki zamanlarda önüme ne gibi fırsatlar çıkar bilemiyorum.
İnsanlara vermek istediğin bir mesaj ya da
tavsiye var mı?
Hiçbir zaman pes etmesinler, eğer bir
şeyi çok isterlerse istedikleri her şeyi yapabilirler. Önemli olan çok istemek
ve bunun için emek harcamak. Engelli insanların da engelleriyle daha barışık
olmalarını ve hayata küsmemelerini tavsiye ediyorum. Biz işlevsiz insanlar
değiliz biz de bir şeyler üretebiliyoruz. Sahip olduklarımızla mutlu olmayı
bilmemiz gerekiyor.
KUTU
Menenjit Ölümcül Olabilir
Beyin zarı iltihabına menenjit denir. 2 – 3 aylık
bebeklerde görülen bu hastalık, yeni doğan menenjiti olarak adlandırılır. Virüs
veya bakteri kaynaklı olabilir. Tedavisinde herhangi bir gecikme olduğu
takdirde; sağırlık, körlük, geç gelişim, beyin hasarı, sakatlık ve hatta ölüm
riski ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Menenjit, kesin bir şekilde
önlenebilen bir hastalık değil. Ancak aşılama yöntemiyle bebeklerin ve
çocukların büyük ölçüde korunması mümkün olabiliyor.
Hiç yorum yok